Yaşadığımız coğrafyanın bir gerçeği olan deprem, hepimizin aklında olan, zaman zaman endişe duymamıza neden olan bir doğa olayı. Ebeveynler olarak en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın güvende olduğunu bilmek, en temel önceliğimizdir. Peki, bu ciddi ve önemli konu, minicik kalplere korku tohumları ekmeden, onları paniğe sevk etmeden nasıl anlatılabilir? Manisa Özel Gülce Ülkü Anaokulları olarak biz, bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz. Amacımız, çocuklarımıza deprem gerçeğini bir korku unsuru olarak değil, doğru davranışları öğrendiklerinde yönetebilecekleri bir durum olarak sunmaktır.
Öğretmenimiz "Kaplumbağalar kabuğuna!" dediğinde, bu bizim için tatbikatın başladığı anlamına geliyor. Bu sihirli komutla birlikte çocuklarımız;
Bu oyunu belirli aralıklarla, en neşeli oldukları anlarda tekrarlayarak, doğru davranışları birer reflekse dönüştürüyoruz. Böylece olası bir sarsıntı anında, ne yapacaklarını düşünmek yerine, içgüdüsel olarak en doğru pozisyonu alabilirler.
Deprem eğitimi, okulumuzda sadece bir tatbikattan ibaret değildir. Bu, genel güvenlik kültürümüzün bir parçasıdır. Güne başlarken yaptığımız sohbetlerde, çocuklarımıza korkuyu değil, güveni aşılarız. Onlara, binaların nasıl sağlam temeller üzerine kurulduğunu ve evimizdeki eşyaları sabitlemenin, tıpkı yağmurda şemsiye açmak gibi basit ve doğru bir hazırlık olduğunu anlatırız.
Birlikte, sınıfımızın "acil durum çantasını" hazırlarız. İçine neler koymamız gerektiğini tartışırız: bir düdük, küçük bir fener, su, bisküvi... Bu etkinlik, onlara hazırlıklı olmanın önemini somut bir şekilde öğretir ve kontrolün kendi ellerinde olabileceği hissini vererek onları güçlendirir.
Bu süreçteki en önemli rol ise öğretmenlerimize düşüyor. Onların sakin, bilge ve güven veren tavırları, çocuklarımızın bu konuyu endişeyle değil, bir öğrenme deneyimi olarak görmelerini sağlar. Bir sarsıntı anında sakin kalarak doğru yönlendirmeleri yapacak eğitimli bir kadro, çocuklarımız için en büyük güvencedir.
Manisa Özel Gülce Ülkü Anaokulları olarak biz, çocuklarımızı sadece akademik hayata değil, gerçek hayata hazırlıyoruz. Onları bilgiyle donatarak, korkularını yönetebilen, bilinçli ve hazırlıklı bireyler olarak yetiştirmek en temel görevimizdir. Çünkü biliyoruz ki, en büyük güvence, panik anında bile ne yapacağını bilmektir.