Masanın üzerine yayılmış rengarenk hamurlar, minicik parmakların arasında eziliyor, yuvarlanıyor, bir yılana, bir çiçeğe, bazen de tanımsız bir sanat eserine dönüşüyor... Bu sahne, bir çocuğun en saf konsantrasyon ve en katıksız yaratıcılık anlarından biridir. Dışarıdan bakıldığında bu, sadece keyifli bir "oyun" anı gibi görünebilir.
Peki ya size, o yumuşacık hamurla oynarken, çocuğunuzun aslında gelecekte kalem tutacak, düğmelerini ilikleyecek ve ayakkabılarını bağlayacak olan kaslarını çalıştıran en önemli antrenmanlardan birini yaptığını söylesek?
Manisa Özel Gülce Ülkü Anaokulu olarak biz, oyunun içine gizlenmiş bu sihirli müfredatı görüyoruz. Sanat atölyelerimizin kalbinde yer alan oyun hamuru, çocuklarımızın parmak uçlarındaki o minik kasları bir heykeltıraş sabrıyla işleyerek onları geleceğe hazırlayan, en sessiz ama en güçlü eğitim aracımızdır.
Manisa anaokulumuzda, deneyimli eğitimcilerimiz rehberliğinde, oyun hamurunu bir amaç doğrultusunda kullanırız. "Hadi bir aile yapalım" veya "Bahçemizdeki çiçeklere benzeyen çiçekler yapalım mı?" gibi fısıltılarla, o yumuşacık hamuru, çocuğun hayal gücünün, problem çözme becerilerinin ve en önemlisi "ben yapabilirim" duygusunun filizlendiği verimli bir toprağa dönüştürürüz.
Bu yüzden çocuğunuz bir dahaki sefere ellerini oyun hamuruna buladığında, etrafa saçılan o küçük parçaları, gelecekteki becerilerinin ve başarılarının renkli birer kanıtı olarak görün. Çünkü o an, sadece bir oyun oynamıyor; parmak uçlarıyla kendi geleceğinin en sağlam, en yaratıcı ve en mutlu heykellerini yapıyor.