Manisa Anaokulu
Blog & Haberler

Sıradan Bir İngilizce Dersi Değil: Anaokulumuzda İngilizceyi Dans ve Şarkılarla Nasıl Sevdiriyoruz?

Sıradan Bir İngilizce Dersi Değil: Anaokulumuzda İngilizceyi Dans ve Şarkılarla Nasıl Sevdiriyoruz?

"İngilizce öğrenmek." Bu iki kelime, pek çok ebeveyn için çocuklarının geleceğine yapılan en önemli yatırımlardan birini ifade eder. Ancak aynı zamanda, minicik bir çocuğun masa başında, sıkıcı kartlara bakarak yabancı kelimeleri ezberlemeye çalıştığı bir sahneyi de akıllara getirebilir. Peki, ya öğrenmenin yolu bu olmak zorunda değilse? Ya İngilizce, bir ders olmaktan çıkıp kahkahalarla dolu bir oyuna, neşeli bir şarkıya ve coşkulu bir dansa dönüşebilirse? Manisa Özel Gülce Ülkü Anaokulları olarak biz, erken yaşta İngilizce eğitimi konusunda tam da bu felsefeyi benimsiyoruz. Çocuklarımızın bir dili "ezberlemesini" değil, o dili yaşayarak, hissederek ve en önemlisi severek "edinmesini" sağlıyoruz.

 

Neden Masa Başında Değil, Müziğin İçinde?

Okul öncesi dönemdeki bir çocuğun dünyayı algılama biçimi, bir yetişkinden tamamen farklıdır. Onlar için öğrenmenin en doğal ve kalıcı yolu oyundur. Bir kelimeyi defalarca tekrar etmek yerine, o kelimeyi bir şarkının nakaratında duymak, beyinlerinde çok daha güçlü bir bağ kurar. Melodi ve ritim, kelimelerin akılda kalmasını kolaylaştıran sihirli bir formül gibidir. Sınıflarımızda İngilizce etkinlikleri başladığında, çocuklarımızı sıralarına oturtmuyoruz. Bunun yerine, onları bir müzik çemberine davet ediyoruz. Bu sayede kelimeler, soyut birer kavram olmaktan çıkıp, neşeli bir anının parçası haline geliyor.

 

Her Kelime İçin Bir Hareket: Dansla Gelen Kalıcı Öğrenme

Hiç düşündünüz mü, bir çocuk "zıplamak" kelimesini nasıl öğrenir? Onu sözlükten okuyarak değil, defalarca zıplayarak! Bedenin yaptığı her hareket, zihinde kalıcı bir iz bırakır. Biz de bu basit ama güçlü gerçekten yola çıkarak, İngilizceyi hareketle birleştiriyoruz.

"Clap your hands" (ellerini çırp), "stomp your feet" (ayaklarını yere vur) veya "turn around" (kendi etrafında dön) gibi komutları, sadece söylemekle kalmıyor, hep birlikte yapıyoruz. Bir hayvanat bahçesi teması işliyorsak, bir "aslan" (lion) gibi kükrüyor, bir "maymun" (monkey) gibi zıplıyor, bir "yılan" (snake) gibi sürünüyoruz. Çocuk, "elephant" (fil) kelimesini duyduğunda, sadece bir hayvanı değil, aynı zamanda ağır adımlarla yürüme hareketini ve o anda hissettiği eğlenceyi de hatırlar. Bu yöntem, kelimelerin anlamını derinleştirir ve onların bir daha unutulmamasını sağlar.

 

Pozitif Bir Başlangıç, Ömür Boyu Süren Sevgi

Erken yaşta bir dille kurulan ilk bağ, çocuğun o dile karşı gelecekteki tüm tutumunu şekillendirir. Eğer İngilizce, onun için baskı, zorunluluk ve sıkıcı tekrarlar anlamına gelirse, ileriki yaşlarda bu önyargıyı kırmak çok zor olabilir. Ancak İngilizce, en sevdiği şarkılar, en komik danslar ve en neşeli oyunlar demekse, o zaman bu dil, hayat boyu keyifle sürdüreceği bir dostluğa dönüşür.

 

Manisa'da anaokulu arayışında olan ve çocuğunun İngilizce ile pozitif bir başlangıç yapmasını hayal eden tüm aileleri, bu neşeli ve hareketli derslerimize tanıklık etmeye davet ediyoruz. Gelin, çocuklarımızın bir dili nasıl kahkahalarla öğrendiğini kendi gözlerinizle görün.

 

Daha fazla bilgi için https://manisaanaokulu.com/ websitemizi ziyaret edebilirsiniz.